İnsan ve hayvanın birlikte yaşamı insanlık tarihi kadar eskidir. Kâinatın bir parçası ve ekolojik dengenin önemli bir unsuru kabul edilen hayvanlardan insan, beslenme, giyinme ve hareket etme başta olmak üzere birçok alanda eskiden beri faydalanmaktadır. Bu ilişki ağı günümüzde özellikle son iki yüzyılda tıp alanında insan sağlığıyla ilgili deneyleri de içine alacak şekilde genişlemiştir. Bütün bu ilişkiler sırasında hayvanları her ne kadar ahlaki davranışları olan bir özne olarak görmesek de onları yapılanlardan etkilenen, acı duyan ve bizim menfaatlerimiz için yeri geldiğinde hayatını kaybeden, kendisine karşı ahlaki bir sorumluluğumuz bulunan canlı bir varlık olarak değerlendirmek zorundayız. Her ne kadar kendi geleneğimizde ve inancımızda hayvanlara karşı ahlaki hassasiyet önemli bir yer tutsa da bugün bu hassasiyetten ciddi bir şekilde uzaklaştığımızı tespit etmek mümkündür. Diğer taraftan özellikle bilimsel araştırmalarda konular oldukça kompleks bir hale gelmiş ve bu bağlamda hem klasik anlamda hem de modern anlamda hayvan ile ilişkilerimizi sorgulamamız gereği doğmuştur.
Çıkış noktasını bu kaygıların teşkil ettiği çalıştayımızda önce Batı düşünce geleneğinde sonra da İslam düşünce geleneğinde hayvan etiğinin felsefi, etik ve teolojik temelleri ortaya konacaktır. Daha sonra bu teorik çerçevenin içerisinde hayvanların eğitim ve deney amaçlı kullanılması hukuki, dini ve hayvan etiği bağlamında ele alınacaktır. Bu problemler konunun ulusal ve uluslararası alanda saygın uzmanları tarafından disiplinler arası bir konseptle tartışılacaktır. Hayvanları önemseyen, onların hayatımızda mühim bir yeri olduğuna ve onlara karşı sorumluluklarımızın varlığına inanan herkes çalıştayımıza davetlidir.
Kayıt için tıklayınız.
Broşür ve Program için tıklayınız.